26 Temmuz 2012
Birçok internet sitesinde yıllardır yayınlandığı ve hiç kimsenin yalanlama ihtiyacı duymadığı,“Sabataist Müslüman görünümlü gizli Yahudi”leri, tekrar gündeme getirmek, asılsız iddia ve iftiralar varsa, ilgililere bunları düzeltme imkanı vermek; ve şahısları deşifre edip hedef göstermek gibi bayağı ve aşağı bir fesatlıktan uzak; ülkemizin, devletimizin ve milletimizin muhatap olduğu bir tehdide dikkat çekmek üzere bu konuya değinmeyi münasip gördük.
Bilinen bazı “Selanik Dönmeleri” (“Sabataycılar” veya “Gizli Yahudiler”)
Bu listenin dayandığı kaynak: (http://www.sabetay.50g.com/Liste/liste.html) internette bulduğum en geniş DÖNME listesiydi. Fakat 28 Şubat’ın (1997) meşhur isimlerini bu listede göremedim: Org. Çevik Bir (28 Şubatın mimarlarından), Güven Erkaya Deniz Komutanı (28 Şubatın mimarlarından), Kemal Gürüz YÖK Başkanı, Prof. Kemal Alemdaroğlu İ.Ü Eski Rektörü, Prof. Nur Sertel gibilerinin de Sebataist olduğu belirtilmekteydi.
28 Şubat sonrasına dikkat edelim. Ordu’dan en çok İRTİCACI subay ve öğrenci atılması 28 Şubat’ın ilk yıllarında gözlendi, Üniversiteler İRTİCACI’lardan temizlendi. Daha evvelden imam hatiplerde, üniversitelerde başörtüsü ile okunabilirken, bu tarihten sonra bu hak engellendi. İmam Hatiplerin pratikte önü kesildi. Yükselen Anadolu sermayesinin önü kesildi. (Cüneyt Ülsever’e göre, 28 Şubatın asıl sebebi bu sermaye meselesiymiş). 28 Şubatın planları Deniz Kuvvetlerinin Gölcük’teki merkezinde yapıldı deniyor. Bu merkez 1999 Gölcük depreminde denize gömüldü. Rasathaneden Prof. Işıkara depremin merkez üssünün “tam deniz kuvvetleri merkezi” olduğunu söylemişti.
Yakın geçmişteki bir Genel Kurmay Başkanımızın dönme olduğu vurgulanıyor. 2-3 defa nüfus kütüğünü bir şehirden başka şehre taşıdığı, izini kaybettirmek için yaptığı söyleniyor. “Türkler 1.500.000 ermeni öldürdü” deyip, derhal Nobel’i alan Orhan Pamuk’u da unutmamak gerekiyor. Sabataycı bilinenlerin önemli bir kısmının bugün hararetle AKP’yi destekledikleri dikkat çekiyor. Ve tabii solcu, ulusalcı ve Türkçü kesimde de, yine onların çöreklendiği ve danışıklı dövüş sergiledikleri gözleniyor.
İspanya’da Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılması üzerine, 1492 yılında büyük miktarda İspanyol Yahudisinin, katliamdan kaçarak Osmanlıya sığındıkları bilinmektedir. Osmanlı da bu Yahudileri kabul etmiş ve SELANİK’e yerleştirmiştir. Ve tabii “MERHAMETTEN MARAZ DOĞAR” ve Yahudilerin sonunda Osmanlı’nın ve İslam’ın başına bela olacağı hesap edilmemiştir.
Bu Yahudilerden Haham Sabatay Sevi (Sabbatai Zwi) 1648 yılında İzmir’de Mesihliğini iddia etmiş. Sonra Osmanlı ile başı probleme girince Müslüman olduğunu söylemiş, Mehmet Efendi olarak ismini değiştirmiştir. Takipçisi olan Yahudilerden de bunu yapmalarını istemiş, takipçileri de Müslüman olup (görünüp), İslamiyet’e girmişlerdir. Ve böylece Dönmelik (Sabataycılık) Gizli Cemiyeti ve hıyanet şebekesi baş göstermiştir. Sonradan Sabatay Sevi gizlice taraftarlarıyla toplanıp İbranice Mezamir okurken yakalanmış, Arnavutluğa sürülmüş, orda ölmüş; ama Dönmelik ölmemiş, yeraltında o gün bu gündür devam etmiştir.
Bu gün de yine dönmelerin 2 ismi vardır, bir Müslümanlara söyledikleri ismi, bir de kendi aralarındaki İbranice isimleridir. Mesela, Selanik Fevziye Mektebinin kurucusu Şemsi Efendi’nin gizli ismi Şimon Zwi’dir. Selanik Fevziye Mektebine Dönmelerden başkasının alınmadığı söylenir. (Bakınız: “Evet, Ben Bir Selanikliyim”, Ilgaz Zorlu. Ilgaz Zorlu Şemsi Efendi’nin torunudur. Bu kitabında, Ilgaz Zorlu “Türkiye’ye bu kadar büyük hizmetler eden, her dönem kabineye bir iki bakan veren bir topluluk gizli olmamalıdır” iddiasını dile getirir. Ilgaz Zorlu mahkeme kararı ile, nüfus kağıdındaki İSLAM kelimesini kaldırıp, yerine YAHUDİ yazdırmış birisidir.)
Ülkemizin yüzde 99’u Müslüman olduğu bilinir. Ancak, ne gariptir ki, bu Müslüman ülkede İRTİCA’cı olmak için abdestli-namazlı olmak veya eşinizin başörtülü olması maalesef yeterlidir.
Birçok internet sitesinde ve dergide aşağıdaki kişi ve ailelerin Sabataist (Müslüman görünen gizli Yahudi) olduğu belirtilmektedir. İnkâr veya ikrar etmek bu kişilerin kendi bilecekleri şeydir. Bizim nazarımızda; ülkemize, devletimize, Cumhuriyetimize, Milli birlik ve beraberliğimize kast etmeyen her Türk vatandaşı, dini, kökeni ve mezhebi ne olursa olsun eşittir ve muteberdir. Ama bir takım hıyanet ve hakaretlerin arkasındaki gizli odakların ve kirli masonların da bilinmesi ve onlara karşı tedbirli hareket edilmesi gerekmektedir. Bu isimler kronolojik tarih sırasına göre değil, sadece bir gerçekliği belirlemek ve okurlarımızı bilgilendirmek için rasgele verilmiştir.
Sabetaylar’ın: Karakaşlar, Yakubiler ve Kapaniler Kapışması
“Amacımız asla bir soy araştırması başlatmak ve ayrıştırmalara yol açmak değildir. Hatta bütün azınlıkların haklarını da en az kendi hak ve hukukumuz kadar korumamızın gerekliliğine inanıyorum.
Ancak ‘Sakal’ operasyonu kapsamında ‘gayrimüslim cemaat önderi ve işadamları’nın da tek tek sıralanması söz konusu. Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ermeni Patriği Mutafyan ve Katolik cemaatleri Ruhani Genel Sekreteri Maroviç’in ismi de öldürülmek bağlamında zikredilenlerden. ‘Orak’ operasyonunda da ‘darbe karşıtı Ermeni basını’ listeleniyor. Bu kapsamda ise; Etyen Mahçupyan, Sevan Nişanyan ve basın şehidi Hrant Dink de ‘hedef’ listesinde ismen sayılıyor.
Biz de bu makalenin içerisinde Sabetaylar bağlamında konuyu mercek altına getirecek ve kendi kendimize ‘ne(ler) oluyor?’ şeklinde sorarak beyin jimnastiği yapmış olacağız.
Türkiye’de Sabetaylar 3 ana kola ayrılmış durumdalar. Bunlar Karakaş, Yakubi, Kapani aileleri. (http://sultanselim.blogspot.com/2010/12/sabetaylar-uzerine-bir-teori.html)
1924 sonrası hâkim olanlar Tevfik Rüştü Aras ve ekibi, yani Kapaniler oluyor. 1926’da Karakaşlar (Maliyeci Cavid ve Dr. Nazım) asılırken, Tevfik Rüştü Aras gücünü muhafaza ediyor…
1926’da bunların ve Kazım Karabekir-Ali Fuat Cebesoy’un vs. davaya karıştırılmasına itiraz eden ve Ali Çetinkaya’dan (Osman Paksüt’ün dedesi) “seni de asarız” tadında bir fırça yiyerek geri adım atanın da tarihi bilgilerimize göre İsmet İnönü olduğu biliniyor.
11 Kasım 1938’de Kazım Karabekir’in ev hapsine son vererek, onun CHP milletvekili olarak meclise girmesini sağlayan da İsmet İnönü’ydü.
Gene 11 Kasım 1938’de Atatürk’ün meşhur Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ı görevden alıp, onun yerine Mehmet Şükrü Saraçoğlu’nu atayan ve yine 11 Kasım 1938’de Atatürk’ün meşhur İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’yı görevden alan da yine İsmet İnönü’ydü.
1942’de Varlık Vergisi kapsamında D harfi ile damgalanan ve ağır vergi ödemek zorunda kalan Sabetaistler kuvvetle muhtemel Tevfik Rüştü Aras’ın da içinde bulunduğuKapanilerkoluydu.
Gene aynı Varlık Vergisi kapsamında korunan ve vergi ödemeyen Sabetaistler ise gene kuvvetle muhtemel Karakaşlar grubuydu.
1946’da Demokrat Partiyi kuranlar ise Kapaniler oluyordu. Partinin kurulmasına büyük destek veren Tevfik Rüştü Aras ve Damadı da Fatin Rüştü Zorlu’ydu.
1960’da Demokrat Partiyi iktidardan indirenler ise Karakaşlar grubuydu. Onların arka planda da İsmet İnönü’nün gölgesi sırıtıyordu.
Şimdi sıkı durun:
1926’da Maliyeci Cavid sorgulanırken kendisine İzmir Suikastı ile alakalı sorulardan ziyade; yeni parti çalışmalarına katıldığı, İttihat ve Terakki Partisini tekrardan kurmaya çalıştığı, Parti Tüzüğü hazırladığı, hazırladığı bu tüzüğün CHF’nin tüzüğü gibi 9 madde halinde sıralandığı ve bu maddelerin CHF’ye nazire olarak yapıldığı üzerinde duruluyordu. (Bu yaklaşım haklıydı, çünkü İzmir suikastını Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurmayları tezgâhlıyordu. A.A.)
Akabinde “muhalif parti kurarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ele geçirmeye teşebbüs, Hükümeti Taklib vs.” suçlarından dolayı idam ediliyor…
İdam edilenlerden eski İttihat ve Terakki Genel Sekreterlerinden Nail Bey idam sehpasına giderken: “Bu bize Tevfik Rüştü’nün oyunudur” diyordu. Buda Sebataistlerin iktidar kavgalarını yansıtıyordu.
O parti tüzüğünde (1926’daki İttihat-Terakki Partisi taslağında) geçen 2 madde:
1. Ayan ve Mebuslar Meclisi olmak üzere 2 meclisli bir parlamento kurulması.
2. Bir Meclisi Müessisan (Kurucu Meclis) oluşturularak Teşkilat-ı Esasiyenin (Anayasanın) tekrardan yapılması…
Bize (1960 ihtilali sonrasında direk yapılanları hatırlatıyordu.)
Özetle diyeceğim şudur:
1924’ten beri bu ülke (Yahudi Dönmesi Sabataistlerin), Kapaniler ve Karakaşların çatışmasına sahne oluyordu!
Kapaniler genellikle Atatürk’ün, Karakaşlar da çoğunlukla İnönü’nün etrafında toplanmış görünüyordu. (Ne var ki Atatürk bunun farkındaydı ve dengeleri idare ediyordu, İnönü ise sadece, makam hırsıyla kullanıyordu. A.A.)
Yakubilerin nerede durdukları ise çözülemiyordu. Gerçi onlar için, en çok asimile olmuş ve artık neredeyse mensubu kalmamış bir kol diyenler bile çıkıyordu.
Sabataistlerden, hangi ekibin hangi tarihlerde muktedir olduğunu incelediğimizde de;
1924 – 1938 arası Kapaniler,
1938 – 1950 arası Karakaşlar,
1950 – 1960 arası Kapaniler,
1960 sonrasında ise yeniden Karakaşlar olmak üzere iktidar gücünün el değiştirdiği gözleniyordu. (Zavallı halkımız ise demokratik seçimlerle iktidarı belirlediğini sanıyordu. A.A.)
Bugünlerde AKP’nin dirsek temasında olduğu grupta Kapaniler’in de, Karakaşlar’ın da varlığı dikkat çekiyordu. (Anlaşılan Erbakan tehlikesine karşı işbirliği yapmak zorunda kalınıyordu. A.A.)
Karakaşlardan olan Abdi İpekçi 1961 yılında, Milliyet Gazetesi başyazarlığına getiriliyordu. Buna mukabil Atatürk döneminde Cumhuriyet Gazetesini çıkaran ve İzmir Suikastı davasında Kazım Karabekir’den Cavid’e kadar hepsine ateş püsküren yazılar yazan Yunus Nadi de kuvvetle muhtemel Kapaniler’den sayılıyordu.
Şimdi… Acep günümüzde bunlardan hangisi Avrasyacı, bir diğer anlatımla Rusyacı, Ulusalcı, Cumhuriyet Çalışma Grubu yanlısı; hangisi NATO’cu, bir diğer söylemle Amerikancı, Batıcı, Batı Çalışma Grubu taraftarı diye insan düşünmeden edemiyordu.
Bana göre Karakaşlar NATO’cu, Kapaniler de Avrasyacı davranıyordu. 1958’lerde Adnan Menderes’in Rusya açılımı ve sonucunda asılması… İngiltere’nin de bu asılmaya karşı çıkmaması, İsmet İnönü’nün asıl gizli Amerikancı olduğu iddiaları gibi sebeplerle beraber düşünülürse bir anlam kazanıyordu…
İlker Başbuğ’un Kapani, Yaşar Büyükanıt’ın ise Karakaş önermesinin ne kadar doğru olup olmadığı bilinmiyordu. Merak ettiğim ise Işık Koşaner’in nerede durduğuydu?”[1]
(Acaba bay çokbilmiş, Fetullahcıları, Türkiye’de ve ABD’de kollayan Sabataist (Yahudi Dönmez)lerin hangi kollara mensup olduklarını niye yazmıyordu? A.A.)
Yakın geçmişteki ve günümüzdeki Sabataist bilinen İŞADAMLARI:
A-) A. Kozanoğlu, Ali Balkaner, Alp Yalman, Armatör Sadıkoğlu Ailesi, Ateş Ünal Erzin,
B-) Boronkay, Bezmen’ler, C-) Cem Boyner, Ç-) Çiftçiler Holding, Çapa Ailesi (Çapamarka)
D-) Dinçkök, Dilberler Mağazaları,
E-) Eczacıbaşı, Erdoğan Demirören, Erol Aksoy, Esenpen (Esen Özgener), Erkut Yüceoğlu,
F-) Feyyaz Berker (Tekfen), Feyzi Akkaya (STFA), G-) Gorbon,
İ-) İbrahim Ethem Ulagay (İlaç), İpar Ailesi,
K-) Kazım Taşkent (Yapı Kredi), Koç Holding, Kutman Ailesi (Doluca Şarapları)
M-) Mehmet Üstünkaya, Manisalı Elginkan Ailesi (ECA), Mustafa Taviloğlu,
Ö-) Ömür Yoğurtları, Öngüt’ler, Öner Akgerman (Çimentaş), Özgörkey Ailesi (İzmir Pepsi)
R-) Refik Baydur, Rumeli Holding (Uzanlar) , Raşit Özsaruhan (Metaş, Betontaş)
S-) Selim Edes, Sohtorik,
Ş-) Şarık Tara- Şadi Gülçelik (ENKA),
U-) Uğur Mengenecioğlu (UM Denizcilik), Ulusoy Ailesi (Ulusoy Taşımacılık),
Y-) Yaşar Holding,
Z-) Zorlu Ailesi,
Medya-Halkla İlişkiler-Reklâm
A-) Ali Kırca, Altan Öymen, A. Emin Yalman, Ali Sirmen, Ali Gevgili, Adnan Düvenci, Abdi İpekçi, Aydın Sevgel, Ali İhsan Göğüş, Alev Coşkun, Altan Erbulak, Ali Ulvi, Ali Baransel, Argun Berker, Ayla Selışık Tamar, Ayşe Arman, Aydın Boysan, Ali Canip Yöntem, Abdülkadir Yücelman, Ali Naci Karacan, Aladdin Baydar (Fenerbahçeli ilk milli futbolculardan, gazeteci)
B-) Bilgin Ailesi (Sabah, ATV), Bekir Coşkun, Bekir Kutmangil (Günaydın’ın öldürülen sahibi), Bedii Faik,
C-) Cengiz Çandar, Cüneyt Ülsever, Coşkun Kırca, Can Ataklı, Cenk Koray, Canan Arıtman, Cüneyt Arcayürek, Cihat Baban, Cüneyt Koryürek, Cehdi Şahingiray,
Ç-) Çetin Emeç,
D-) Defne Samyeli, Doğan Koloğlu,
E-) Erkan Göksel, Ecvet Güresin, Emil Galip Sandalcı, Ebuziyyad Ziya, Ekrem Uşaklıgil, Emine Uşaklıgil, Erdal Atabek, Eşfak Aykaç, Enis Tahsin Til, Ercan Arıklı, Emre Kongar, Engin Baydar (Nazikioğlu, soyadını kullanmıyor- Türk Basın Birliği Başkanı idi), Ertuğrul Soysal (Nail Keçili’nin üvey babası, eski İSO bşk,TİSK Kurucusu, Atlı Zincir’in sahibi)
F-) Fikret Bila, Ferai Tınç, Faik Akın, Füsun Özbilgen, Fikret Otyam, Fazıl Ahmet Aykaç,
G-) Gülgün Feyman, Güngör Mengi, Güneri Cıvaoğlu, Gündüz Vassaf, Gündüz Kılıç (GS’li Baba Gündüz-Kılıç Ali’nin oğlu, Altemur Kılıç’ın kardeşi), Gülçin Telci,
H-) Hüseyin Cahit, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Hamdi Nüzhet Çançar, Halit Deringör, Hakkı Tarık Us (gazeteci)
I-) Işıl Özgentürk,
İ-) İsmet Berkan, İsmet Solak, İsmail Hüsrev Tökin, İsmet Binark: Yazar
K-) Karacanlar, Kahraman Bapçum, Kamil Masaracı,
L-) Leyla Umar,
M-) M. A. Birand, Mehmet Ali Önel, Murat Sertoğlu, Murat Birsel, Mecbure Canan Barlas, Münir Berik, Mekki Sait Esen, Mahmut Ekrem Talu, Muvaffak Talu, Mükerrem Sarol, Mithat Perin, Murat Belge, Muammer Yaşar Bostancı, Mahmut Esat Bozkurt, Metin Yalman (A. N. Sezer’in Basın Danışmanı)
N-) Naim Tirali, Nuri Çolakoğlu, Necmettin Sadak, Nezih Demirkent, Nasuh Mahruki, Necati Zincirkıran, Nail Güreli, Necmi Tanyolaç,
O-) Orhan Koloğlu, Okay Gönensin, Osman Kavala (İletişim’in sahibi), Osman Kapani, Osman Saffet Arolat, Osman Ulagay, Oğuz Tongsir, Orhan Erinç, Oğuz Aral,
Ö-) Örsan Öymen, Özcan Ergüder, Ömer Madra,
P-) Piyale Madra, Pakize Suda,
R-) Reha Muhtar, Refik Erduran, (Ateist ve koyu AKP’li), Ruhat Biliktan Mengi, Recaizade Mahmut Ekrem, Rasih Nuri İleri, Rana Pirinççioğlu
S-) Simaviler, Sedat Sertoğlu, Sedat Ergin, Seçkin Türesay, Suphi Nuri İleri, Sabiha Sertel, Selim Ragıp Emeç, Selçuk Erez, Semih Poroy, Semra Somersan, Semih Balcıoğlu
Ş-) Şiar Yalçın,
T-) Tahsin Öztin, Talat Sait Halman, Talay Erker, Turhan Selçuk, Tekin Aral
U-) Uzanlar, Uğur Dündar, Umur E. Talu,
V-) Vedat Nedim Tör,
Y-) Yalçın Bayer, Yılmaz Çetiner, Yavuz Gökmen, Yalım Eralp,
Z-) Zekeriya Sertel, Zeynep Göğüş,
Siyaset
A-) Ali Fuat Cebesoy, Altemur Kılıç, Ahmet Ağaoğlu, Aydın Köymen, Atilla Mutman,
B-) Bülend Ulusu, Bülent Akarcalı, Bülent Tanla, Besim Tibuk, Behçet Bilgin, Bahattin Yücel, Bekir Sami Kunduh, Besim Üstünel, Burhan Özfatura,
C-) (Mahmut) Celal Bayar, Celal Tevfik Karasapan, Cihat İren, Cemal Madanoğlu, Cemal Bardakçı,
D-) Dr. Nazım, Daniş Koper,
E-) Emre Gönensay, Ercan Karakaş, Erdoğan Berktay, Ercüment Konukman,
F-) Fahri Korutürk, Fuat Bulca, Fatin Rüştü Zorlu, Feridun Cemal Erkin, Fahrettin Kerim Gökay, Fethi Tevetoğlu, (General) F. Türüng,
G-) Gökberk Ergenekon, Güneş Öngüt,
H-) Hayrettin Erkmen, Hüsrev Gerede, Hasan Menemencioğlu, Hasan Esat Işık, Haluk Ülman, Haluk Bayülken, Hulusi Köymen, Hızfı Oğuz Bekata,
İ-) İsmail Cem, İttihatçı Rahmi Bey, İbrahim Deriner, İlhan Öztrak, İbrahim Deriner, İhsan Gürsan, İhsan Alyanak, İrfan Özaydınlı,
K-) Kemal Derviş, Kılıç Ali, Korel Göymen, Kasım Gülek,
L-) Lütfi Kırdar,
M-) Mehmet Ali Aybar, Mithat Şükrü Bleda, Mehmet Ali Bayar, Maliyeci Cavit Bey, Mükerrem Berk, Muhittin Üstündağ, Memduh Şevket Esendal, Mekki Sait Esen, Murat Sökmenoğlu, Mucip Ataklı, Muammer Çavuşoğlu (Nazlı ılıcak’ın baba tarafı)
N-) Naim Talu, Nevzat Yalçıntaş, Nazlı Ilıcak, Nazım Hikmet, Numan Menemencioğlu, Neşet Akmandor, Nihat Karaveli,
O-) Osman Kapani, Orhan Öztrak, Osman Kibar, Orhan Eren,
Ö-) Ömer Seyfettin, Ömer Lütfi Tunçay,
R-) Ragıp Gümüşpala, Rauf Orbay, Reşat Fuat Baraner, Reşat Muhlis Erkmen,
S-) Sedat Celasun, Suat Hayri Ürgüplü, Sarp Kuray, Sadrettin Celal Antel, Suat Baban, Sebati Ataman, Selim Sarper, Serbülent Bingöl, Samet Ağaoğlu, Sebati Ataman, Selim Sırrı Tarcan,
Suphi Gürsoytrak,
Ş-) Şükrü Sina Gürel, Şükrü Kaya, Şaban Karataş, Şefik Hüsnü Değmer, Şehabettin Kocatopçu,
T-) Tansu Çiller, Talat Paşa, Turhan Kapanlı, Turan Güneş, Tevfik Rüştü Aras, Tayfur Sökmen, Tezcan Yaramancı, Tunca Toskay, Tayyibe Gülek,
V-) Vedat Nedim Tör, Vedat Dalokay, Vahit Halefoğlu,
Y-) Yılmaz Ergenekon,
Z-) Ziya Selışık, Ziya Gökalp, Zeki Baştımar, Zeki Erataman,
Bülbülderesi Kabristanında Yer Alan Bazı Soyisimleri:
… Devamını okumak için lütfen tıklayınız.