“AŞI”LARLA; SAĞLIK MI, YOKSA HASTALIK MI AŞILANIYOR?

799
Paylaş:

14 Aralık 2018

Bir hastalığa karşı bağışıklık sağlamak veya bu hastalığı tedavi etmek için hazırlanan ve vücuda kas, damar veya ağız yoluyla verilen sıvıya aşı ismi verilir. Aşı, zayıflatma adı verilen uygun bir sterilizasyonla hastalık yapma gücü yok edilen bir mikrop maddesinden meydana gelmektedir.

Aşının yararları nelerdir?

Uygun ve doğru aşıların sağladığı en büyük yarar toplum sağlığının devam ettirilmesidir. Aşılar öncelikle uygulandıkları kişileri hastalıktan korur, ancak hastalıktan korunan kişiler mikropları diğer kişilere taşıyamayacağından ve aşılanmamış kişilere de hastalığın geçişi engelleneceği için onlar da korunabilir.

Enfeksiyon hastalıklarının yarattığı bireysel hasar ve maliyet yanında kısa sürede büyük kitlelere ulaşması sonucu oluşturduğu etki çok daha tehlikelidir. Hastalığın oluşmasını önlemek her zaman tedavi etmekten çok daha kolay ve güvenilirdir. Hastalıklar zaman zaman hiçbir şekilde tedavi edilemeyecek sorunlara ve kalıcı hasarlara yol açabilmektedirler.

Evet; canlılarda hastalık nedeni olabilecek mikropların özel işlemlerden geçirilmesi sonucu, hastalık yapıcı etkileri yok edilmiş, ancak vücudun savunma (bağışıklık) sistemini uyaracak nitelikleri korunmuş tıbbi ürünlere aşı denir. Mikropların vücuda girip hastalık yapmalarına ‘Enfeksiyon’ denir. Vücuda yabancı olup da vücutta karşı reaksiyon uyandıran maddelere ‘Antijen’ denir. Vücutta yabancı maddeye karşı ortaya çıkan savunma maddelerine ‘Antikor’ denmektedir. Başta hücre çeperleri olmak üzere mikropların çeşitli yapıları vücut için kuvvetli birer antijendir. Birçok enfeksiyon hastalığında, hastalığı geçirdikten sonra, kişide, o hastalıklara karşı bir dayanıklılık durumu (Bağışıklık) meydana gelir. O halde, bu hastalıklara karşı sun’i tedbirlerle kişilere bağışıklık kazandırmak mümkün ve münasiptir. Ancak doğru ve uygun olmayan AŞI’lar tam aksine daha büyük hasarlara yol açabilmektedir.

İki türlü bağışıklık bilinmektedir:

1. Aktif Bağışıklık: Antijen verilir. Vücut kendi gayretleriyle antijene karşı savunma maddelerini, yani antikorlarını hazırlamaya girişir. 2. Pasif Bağışıklık: Başka canlıda, o mikroba karşı meydana getirilmiş antikorlar (gamma glabunli serum) verilir. Tesiri çok çabuk başlar, ama birkaç hafta gibi çok kısa bir zaman devam eder. Aktif bağışıklamada ise (aşılama ile) bağışıklık süresi yıllarla ölçülebilir.

Yaygın Olarak Kullanılan Aşılar

Difteri Aşısı: Bu mikrop, toksinin zararsız hale getirilmesiyle yapılır. Koruma değeri %95’tir.

Boğmaca Aşısı: Ölü boğmaca bakterisinden elde edilen bakteri aşısıdır. Koruma değeri %85’tir.

Tetanos Aşısı: Tetanos mikrobunun toksininin zararsız hale getirilmesiyle yapılır. Difteri, boğmaca ve tetanos aşıları karma aşı olarak (DBT) bir arada yapılabilir. Koruma değeri %100’dür.

Çocuk Felci: Çocuk felci virüsünün etkisiz hale getirilmesiyle elde edilen bir canlı virüs aşısıdır. Koruma değeri %85-%90 olduğu söylenir. Ancak son zamanlarda bazı aşıların çocuklarda kalıcı hastalık ve hasarlara yol açtığı tespit edilmiştir.

Kızamık Aşısı: Canlı virüs aşısıdır. Üst kola, kas içine 0.5 ml uygulanır. Aşıdan 7-10 gün sonra ateş, göz nezlesi, döküntü olabilir. Koruma değeri %95’tir.

Kabakulak Aşısı: Canlı virüs aşısıdır. 1 yaşından sonra yapılır. Kızamık, kızamıkçık ve kabakulak bir arada yapılabilir. Ülkemizde yaygın olarak kullanılmamaktadır. Koruma değeri %95’tir.

B-C-G Aşısı: Verem hastalığına karşılık kullanılan bir canlı bakteri aşısıdır. Sol omza deri içine 0.1 ml yapılır. Yeni doğan çocuklara ilk ay içinde yapılır. İleri yaşlarda tüberkülin (PPD) testi, menfi ise yapılır. Aşıya bağlı deri altı apsesi, lenf bezi şişmesi görülebilir.

Kuduz Aşısı: Canlı virüs aşısıdır.

Bu konulara özel ilgi duyan ve ciddi araştırmalar yapan bir yazarımız çok çarpıcı sonuçlara ulaşmıştı: Aşılar çocuklara otizm ve zihinsel hastalıklar bulaştırıyordu!

“Ani bebek ölümlerinin yüzde 70′i Difteri, Tetanos, Boğmaca aşısını takip eden 3 hafta içinde gerçekleşmektedir. Havalelerin aşılarla bağlantılı olduğu tespit edilmiştir; havalenin aşı olduktan hemen sonra olması da gerekmemektedir. Haftalar, aylar, hatta bir yıl sonra bile gerçekleşebilir.”

Eğer bağışıklık sistemini uyarırsan, bugün otizmin çıktığı gibi, hamileyken aşıladığın kadının çocuğu 20 yıl sonra şizofreni çıkabilecektir. Bu aşıların çoğu Çin’de üretilmektedir. AB ve ABD’de 2 yılda bir kontrol edilirken Çin’de ise 13 yılda bir kontrol edilmektedir.

Canlı virüs içeren aşıların tehlikeleri:

• Aşılar bağışıklığı bastırıyor. (KKK ve HIB)

• Hayat boyunca vücutta kalabiliyor. Kızamık virüsü yaşlıların %20 beyin ve %45 diğer dokularında rastlanıyor.

• Astım, çocuklarda şeker hastalığı ve otoimmun ve nörolojik hastalıklarla bağlantılı ortaya çıkıyor.

• 1970′ten sonra her çocuk felci vakasının oral çocuk felci aşısı kaynaklı olduğu ortaya çıkmış bulunuyor.

Nijerya’da çocuk felci salgınının oral çocuk felci aşısıyla ortaya çıktığı saptandı. Şimdi etrafındaki ülkelere “Nijerya’da çocuk felci salgını var, aşı olmazlarsa size bulaştıracaklar” diye propaganda yapıldı. Bunun üzerine komşuları Nijerya’yı savaşla tehdit etmeye başladı. Nijerya’da aşı yaptırmayanları hapse attılar. Oysa ABD’de canlı çocuk felci aşısı yasaktır.

En zararlı aşı hangisidir?

Hepatit B aşısı üretilmiş sinir sistemini mahveden en zararlı aşıdır. Ben çocukluğumda bütün hastalıklara yakalanıp atlattım, ama etrafımda, sınıfımda bu hastalıklardan sorun yaşayan hiç kimseye rastlamadım. Eğer dedikleri gibi bu kadar ölümcül olsaydı, benim zamanımda aşıları yoktu, sokaklar ölülerle dolu olacaktı. Hastalığı geçirdiğinde ömür boyu bağışıklık kazanılır. Oysa aşı olunca 4 yıl aşının korumadığını anladıklarında bu sefer de pekiştirme dozlar vurmaya başlanır.

Kızamık aşısından önce kızamık ölümleri düşme eğilimindeydi

Kızamık aşısı başlamadan önce kızamıktan ölüm vakaları yüzde 90 zaten azalmıştı. Hijyen, iyi beslenme, iyi bakım lazımdı. Kızamık aşısı sonucunda da ölüm oranları artmıştı. Ve fark ettiler ki aşıdan sonra çocuklar Çinko ve A vitamini yoksunluğu çekiyordu. Bunlar verildiğinde ölüm oranları yine düşmeye başlamıştı.

Çocuk felci zaten sorun değildi

Çocuk felci salgını DTB aşısı başlayana kadar sorun teşkil etmemişti. Çocuk felci her daim vardı. Ama hiçbir dönemde DTB aşının başlamasıyla başlayan dönem gibi bir dönem yaşanmamıştı. Birdenbire felce ve ölüme neden olması herkesi şaşırtmıştı. Çünkü o zamana kadar yaz gribi gibiydi.

Grip aşısı ölümleri tetikledi

2003 yılında çocuklara grip aşısının vurulmasına başlandıktan sonra 5 yaş altı gripten ölen çocukların rakamı 12′den 90’a çıktı. 2 yaş üstü grip aşısı canlı grip aşısı yüzde 33 etkili, zayıflatılmış grip aşısı yüzde 36 etkili. 2 yaş altı zayıflatılmış grip aşısı yüzde 0 etkili. Ama gel gör ki şimdi her yaşa vurulması öneriliyor.

Peki, ya doktorlar ve sağlık çalışanları bu aşıyı oluyorlar mıydı?

Batı ülkelerindeki doktor ve hemşirelerin yüzde 70′i aşı olmaya “hayır” demiştir. Sağlık çalışanlarının ise yüzde 62’si “hayır” demiştir.

Tetanos aşısı gördüğüm en komik aşıydı

Tetanos kapma olasılığınız, yolda bana çarpma olasılığınız kadar az. Kaldı ki şu anda camdan eli kesilmişlere bile Tetanos aşısı vurulmaktaydı. Tetanos oksijensiz ortamda yaşayabilir. Bu nedenle oksijenli suyla temizlik yapılır. Tetanos hayvanların dışkısının olduğu yerde yaşar. Evinizde cam kırığından Tetanos kapamazsınız.

Kızamıktan ölümlerde ateş düşürücülerin rolü… Eğer bundan endişe ediyorsanız ateş düşürücü vermeyiniz. Ateş düşürücülerin etkisiyle ölüm oranı yüzde 7′den yüzde 35′e yükselmiş. Bırakın ateş yükselsin, 40-41′i geçmedikçe sorun değil. Böylece kızamıktan ölümleri ciddi oranda düşürmüş olursunuz.

1984 kızamık salgını: çocuklarımızın %58’i aşılıydı.

1985 kızamık salgını: çocuklarımızın %99’u aşılıydı.

1986 kızamık salgını: çocuklarımızın %96’sı aşılıydı.

1988 kızamık salgını: çocuklarımızın %69’u aşılıydı.

1989 kızamık salgını: çocuklarımızın %89’u aşılıydı.

1995 kızamık salgını: çocuklarımızın %56’sı aşılıydı. Ama maalesef söylenen ve istenen faydalar sağlanamamıştı.

Kızamıkçık aşısı %55 kadında eklem iltihaplanmasına neden oluyordu. Doktorların %75′i kızamıkçık aşısı olmayı reddediyordu. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının ise yüzde 91′i reddediyordu. Hepatit B de en komik aşılardan biri. Vaka sayısı 25-64 yaş grubunda 4.172 iken 0-4 yaş aralığında 5’ti. Eğer yüksek risk taşıyan bir anneye sahip değilse bebek 18 yaşına kadar Hepatit virüsüyle karşılaşma olasılığı neredeyse hiç yoktu. Diğer konu, Hepatit B aşısının koruyuculuğu 2 yıldı. Yani doğumdan sonra vurulan Hepatit B aşısının, 18 yaşına gelindiğinde hiçbir etkisi kalmıyordu.

Aşağıda; CDC’nin yayımladığı aşı içerik listesinden derlenmiş kısmi aşı içeriği listesi ile yine aşı üreticisinin kendi yayınlarında (prospektüslerinde) belirttiği yan etkileri gösteren liste verilmektedir:

Aşılar

(çeşitli üreticilerden)

İçindekiler

(kısmi listedir)

Yan Etkileri

(kısmi listedir)

DtaB (Difteri, Tetanoz, aselüler Boğmaca) Aşısı, adsorbe

Alüminyum fosfat, amonyum sülfat, Alüminyum potasyum sülfat, Thimerosal [ağırlığının %50’si cıva olan bir aşı koruyucusu], Formaldehid veya Formalin, Glutaraldehye,

2- Phoenoxyethanol, Dimethyl- betacyclodextrin, Sodium Phosphate, Polysorbate 80

Otizm, ateş, anoreksiya, kusma, zatürre, menenjit, sepsis, boğmaca, konvülsiyon, febril, gran mal, afebril ve kısmi nöbet/havale, ensefalopati [beyin dokusunda genelde dejeneratif değişikliklerin görüldüğü hastalıklara verilen isim], brakiyel nevrit, Guillain-Barre sendromu, Ani Bebek Ölümü Sendromu

DTaB/HepB/IPV Kombine Aşısı,

Difteri ve Tetanoz Toksoidleri ile Aselüler Boğmaca Adsorbe/ Hepatit B (Rekombinant) ve İnaktive Polio virüsü (çocuk felci) Aşısı Kombine

Alüminyum Hidroksit, Alüminyum Fosfat, Formaldehid veya Formalin, Glutaraldehid, Maymun Böbreği Dokusu, Neomycin [antibiyotik],

2- Phenoxyethanol, Polymyxin B, Polysorbate 80, Antibiyotikler, Maya Proteini.

Havale/nöbet, diabet, astım, Ani Bebek Ölümü Sendromu, üst solunum yolları enfeksiyonu, anormal karaciğer fonksiyonu testleri, anoreksiya, sarılık, şok, ensefalopati, Stevens-Johnson sendromu, brakiyel nevrit

Grip Aşısı

Influenza Virüsü Aşısı

Thimerosal [cıva], Civciv Böbreği Hücreleri, Yumurta Proteini, Gentamisin Sülfat, Antibiyotikler, Monosodyum Glutamat [MSG], Sukroz Fosfatı Glutamat Tamponu. Ciddi solunum ve mide-barsak semptomları, havale/nöbet, alerjik astım, iştah kaybı, mitokondriyal ensefalomiyopatide artış, kısmi yüz felci, Guillain-Barre sendromu, Bell’s palsy, Stevens-Johnson sendromu, herpes zoster [zona].

Hep B Aşısı

Hepatit B Aşısı

Alüminyum Hidroksifosfat Sülfatı, Amino Asitler, Dekstroz, Fosfat Tamponları, Potasyum Alüminyum Sülfat, Formaldehid veya Formalin, Mineral Tuzları, Soya Peptonu, Maya Proteini, Thimerosal [2007 yılından önce Türkiye’de de kullanılan ve doğumda vurulan Engerix B

(GlaxoSmithKline Biologicals) aşısı Thimerosal ihtiva ediyordu]

Influenza, febril konvülsüyon, anoreksiya, üst solunum yolları hastalıkları, herpes zoster [zona], ansefalit [beyin iltihabı], palpitasyonlar, artrit, sistemik lupus ertematosus (SLE), konjünktivit, anormal karaciğer enzim değerleri, Guillain-Barre sendromu, Bell’s palsy, multipl skleroz, anafilaksi, havale/nöbetler.

HIB Aşısı

Haemophilus b Konjüge Aşısı (Tetanoz Toksoidi Konjüge)

Amonyum sülfat, Formaldehid veya Formalin, Sukroz. Anoreksiya, havale/nöbet, böbrek yetmezliği, Guillain-Barre Sendromu (GBS), ishal, kusma.
HIB/HepB Aşısı, (Rekombinant) Haemophilus b Konjüge (Menengokok Protein Konjüge) ve Hep B Alüminyum Hidroksifosfat Sülfat, Formaldehid veya Formalin, Sodyum Borat, Soya Peptonu, Maya proteini, Amino asitler, Dekstroz, Mineral Tuzları. Anoreksiya, havale, otitis media [kulak enfeksiyonu], üst solunum yolları enfeksiyonu, oral candida [mantar enfeksiyonu], anafilaksi [şok].

HIB / Meningokok [Haemophilus b Konjuge Aşısı (Meningokok Protein Konjuge)]

Aluminyum Hidroksifosfat Sülfatı, Formaldehid veya Formalin, Posfat Tamponları. Febril konvülsiyonlar, HIB hastalığı başlangıcı, otitis media [kulak enfeksiyonu], üst solunum yolları enfeksiyonu, Guillain-Barre sendromu

KKK Aşısı,

Kızamık, Kabakulak, Kızamıkçık Virüs Aşısı, Canlı

Civciv Embriyosu Fibroblastları, Amino Asitler, Sığır Albumini veya Serumu [kanın sıvı kısmı], İnsan Serum Albümini, Antibiyotikler, Glutamat, Fosfat Tamponları, Jelatin, Sorbitol, Sukroz, Vitaminler. Atipik kızamık, artrit, ansefalit [beyin iltihabı], ölüm, aseptik menenjit, otitis media [kulak enfeksiyonu].

Pnömokok,

Pnömokok 7-Valanlı Konjüge Aşı (Difteri CRM197 Proteini)

Alüminyum Fosfat, Maya Ekstratı, Amino Asitler, Soya Peptonu. Febril konvülsiyon, Ani Bebek Ölümü, anafilaktik şok, iştah kaybı,
Polio virüsü Aşısı (IPV) İnaktive Çocuk Felci Virüsü Aşısı 2-Phenoxyethanol, Formaldehid veya Formalin, Maymun Böbreği Dokusu, Yenidoğmuş Buzağı Serum Proteini, Antibiyotikler Neomycin, Polymyxin B, Streptomycin. Ölüm, anoreksiya, Guillain-Barre sendromu.
Su Çiçeği (Varicella) Virüs Aşısı Ethylenediamine-Tetraacetic Acid Sodium (EDTA) [metal çözme/şelasyon ajanı], Sığır albumini veya serumu, antibiyotikler, Monosodyum glutamat [MSG], MRC-5 DNA ve Hücre Proteini, Neomycin, Potasyum Klorür, Potasyum Fosfat Monobasic, Sodyum Fosfat Monobasic, Sukroz. Febril konvülsiyon, ansefalit [beyin iltihabı], Varicella-benzeri döküntü, üst solunum yolları rahatsızlığı, alt solunum yolları rahatsızlığı, egzama, yüz ödemi, aft ve uçuk, aseptik menenjit, Guillain-Barre Sendromu, Bell’s palsy, zatürre, sekonder bakteriyel enfeksiyonlar.

Bütün bu acı ve geleceğimizi karartıcı gerçekleri gördükten sonra, tek ve gerçek çarenin, kendi milli ve yerli aşılarımızı ve diğer bütün ilaçlarımızı üretmemiz gerektiği ortaya çıkıyordu. Ama maalesef AKP iktidarı bu konuda 16 yıl boyunca ciddi ve gerçekçi hiçbir adım atmıyor, bizi Batılı ve Siyonist ortaklı küresel firmalara mahkûm ve mecbur ediyordu.

Dr. Sherri Tenpenny’nin aşı araştırmaları neyi göstermişti?

O dönem yaratılan panikle H1N1 aşısını olmak için 2-3 saat sıralarda bekleyen halkın durumundan etkilenerek konuya başlıyordu. Dr. Tenpenny 2000 yılının Eylül’ünde Washington’da düzenlenen NVIC-National Vaccine Information Centre toplantısına katılıyor, eve döndüğünde kendi kendine şöyle düşünüyordu: “Vay canına, 1985’ten beri hekimlik yapıyorum, 1996’dan beri ‘Bütünleyici Tıp’ icra ediyorum, şimdi sene olmuş 2000, bu aşı meselesini nasıl kaçırmış olabilirim?!”

Bunun nedenini 3 nesil Kayropraktik uygulayıcısı olan bir aileden geliyor olması ve kendi ailesinden kimsenin o güne kadar aşı yaptırmamış olması; kendi çocuğu da olmadığından aşı konusunun gündemine gelmemesi ve o güne kadar aşıdan zarar görmüş biriyle karşılaşmamış olmasına bağlıyordu. Konu ilgisini çekiyor ve 3 gün süren toplantılara katılıyor. 3 gün boyunca çocuğu aşıdan zarar görmüş ebeveynlerin ifadelerinin yanısıra çok sayıda bilim adamı ve hekimin aşıların zararlarını anlattığı konuşmaları dinleyince, yine bunca şeyden kendisinin niye o güne kadar haberdar olmadığına şaşıyordu. Öyle olunca da, “ben bu konuya bir bakayım bakalım” diye düşünüyordu. Okuduğu ilk makale, (CDC) Centres for Disease Control’un kendi sitesinden General Recommendations on Vaccination adlı bilgilendirme yazısının 1998’deki versiyonu oluyordu. 42 sayfalık makalenin sonuna geldiğinde tepkisi: “Bu mudur?!” (Sağlığı koruma adına yapılan bu uygulamalar, aslında insan sağlığını tehdit ediyordu!..) “Koca aşı endüstrisi bundan mı ibaret yani” diye şaşırıyor, çünkü gördüğü şey hatalı birtakım bilimsel çalışmalara dayanarak yapılmış yalan yanlış çıkarımların bol miktarda hipotez ve varsayımla süslenmiş hali ve birkaç da yazım yanlışı ve dil bilgisi hatasıyla doluydu.

“Hakikaten bu muymuş yani?! Milyar dolarlık endüstrinin dayanağı bu muymuş?!” diye hayretler içinde kalıyor ve “ben bunu biraz daha araştırayım bakalım” demek zorunda kalıyordu. Biraz araştırmak için çıktığı yol, 11 sene boyunca 12,000 saatlik okuma ve araştırma maratonuna dönüşüyordu. Sonunda “Aramadığınız şeyi bulamazsınız” diyordu. Dr. Tenpenny. “Eğer aradığınız bir şey varsa, ancak bulup açığa çıkartmanız mümkün olabilir.” diyordu.

Dr. Sherri Tenpenny onca yıllık araştırmalarında şu sonuçlara varmıştı:

• Kimilerinin “palavradan bilim” de dediği bir sürü kötü icra edilmiş uyduruk bilim safsataları.

• Bilimseldir diye ortaya konmuş bir dolu tekinsiz, şişirme, yalan yanlış araştırma sonuçları.

• Çalışma Özeti’nin altında yer alan ‘Sonuç’ bölümünde yapılan çıkarımların, çalışmanın geri kalanında anlatılan hiçbir şeyle alakasının dahi olmadığı “bilimsel” kılıflı beyin yıkama çalışmaları.

“Aşıya bağlı bunca problemin neden kaynaklanabileceğini gösteren yazılı belge, kanıt var mı?” diye de bakıyordu bir yandan Dr. Tenpenny ve bunun için tıp literatürüne geçmiş, yayımlanmış çalışmalardan aşı yan etkilerini araştırıyor ve aralarından sadece birkaçını sayıveriyordu:

• Otoimmün hastalıklar.

• Lupus: Ülserleşme eğilimi gösteren lezyonlarla belirgin herhangi bir kronik deri hastalığı, özellikle lupus eritematozus ya da lupus vulgaris.

• ITP – İdyopatik Trombositopenik Purpura: Kanın normal pıhtılaşmasının bozulduğu ve kanamaya meyille giden bir hastalıktır. Kanamaya yatkınlığın nedeni, kanın pıhtılaşmasından sorumlu kan pulcuklarındaki (trombosit=plt=platelet) azalmadır. ITP’de kan pulcuklarındaki azalmanın nedeni vücudun kendi ürettiği kan pulcuklarını yok etmeye başlamasıdır. ITP bulaşıcı ya da genetik bir hastalık değildir.

• Tiroidit -Tiroid bezi iltihabı.

• Ürtiker ve döküntü.

• Reaktif Artrit – Reiter Sendromu: Son bir ay içinde veya hâlihazırda bir enfeksiyona tepki olarak gelişen inflamatuar artrit şeklidir. Geçmişte, “Reiter sendromu” adı verilirdi; ancak şimdilerde “spondiloartrit” ailesinin bir üyesi olarak kabul edilmektedir.

• Reaktif artrit: Özellikle diz veya ayak bilekleri gibi eklemleri, topuklar, parmaklar ve beli etkileyebilir. Reaktif artrit, genellikle ishal ya da cinsel yolla bulaşan bir hastalıktan sonra görülür. Ancak hemen her enfeksiyona reaksiyon olarak da gelişebilir. Bazen enfeksiyona ait belirti olmadan da ‘asemptomatik’ gelişebilir.

• Jüvenil kronik artrit: Her 1000 çocuktan birinde görülen nadir(!) bir iltihaplı romatizmal hastalık. Eklemlerden herhangi biri aylarca inflame kaldığı ve başka bir neden bulunamadığı zaman, kronik artritten şüphe edilebilir.

• Nöbetler: Hastalık nöbeti; özellikle aniden gelişen konvülsiyonlarla belirgin nöbet.

• MS – Multipl Skleroz: Beyin ve omurilikte, sinir aksonlarındaki miyelin kaybına bağlı olarak yer yer sertleşmiş bölgeler oluşması ile belirgin, optik nevrit, bacak kaslarında güç kaybı, istemli hareketlerde düzensizlik, baş dönmesi ve diğer sinirsel bozukluklarla seyreden merkezi sinir sistemi hastalığı.

• MS benzeri sendromlar.

• Santral sinir sistemi demiyelinasyonu.

• Polinöropati: Birkaç siniri ilgilendiren herhangi bir hastalık veya bozukluk; özellikle birçok sinirin -iltihaplanma olmaksızın- dejeneratif değişiklikler göstermesi.

• Tip 1 Diyabet: İnsüline Bağımlı Diyabet. Pankreas’tan yeterli insülin salgılanmaması sonucu gelişen şeker hastalığı şekli.

• Vaskülit: Damar iltihabı.

• Çok çeşitli vasküler hastalıklar/damar hastalıkları.

• Bilateral Optik Nevrit: Göz siniri iltihabı.

• Santral Retinal Arter Oklüzyonu: Körlüğe götürür.

• İşitme kaybı.

• Tam sağırlık.

• Nefrotik Sendrom: Böbrek glomerüllerindeki işlev bozukluğu sonucu gelişen, yaygın ödem, ağır proteinim, hipoalbüminemi ve hiperlipemi ile belirgin klinik tablo.

• Astım

• Egzama

• Otizm

Dr. Tenpenny’nin saydığı bu kısmi(!) hastalık listesi sadece Hepatit-B aşısı sonrası gelişenlerden oluşuyordu!

Peki, ama ya onca diğer aşılar ve onların yarattığı diğer sağlık sorunları neler olmaktaydı?

Dr. Tenpenny bu durumu; “Aşı Endüstrisi, küresel İlaç Endüstrisi’nin belkemiğidir” diye açıklıyordu. “Bütün çocuklara doğumda Hepatit-B aşısı yapıldığını ve bu çocukların uzayıp giden bu listeler dolusu hastalıkları geliştirdiğini düşünelim. Acaba çoğu ömür boyu sürecek bu sorunlar için kaç milyon ilaç satılacak dersiniz? Kaç tetkik, kaç test, kaç hastane yatışı demek bu? Hem de salt TEK bir aşıdan dolayı oluşabilecek yan etkilerden bahsediyoruz. Doğum anından başlayıp hayat boyu devam eden bir aşılanma sürecinden bahsediyoruz burada. Endüstriyi işte kelimenin tam manasıyla böyle ayakta tutuyor aşılar.” diyordu ve son tespiti ise şöyle oluyordu: “Aşılamayı sadece yarı yarıya kessek, mevcut sağlık sektörünün spektrumu tamamıyla değişecektir.”

Hepatit B aşısı ve gelişim bozuklukları

Devamını okumak için tıklayınız.

    Güncel makalelerimizden istifade etmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki kutuya e-mail adresinizi yazarak bize gönderiniz.