22 Ağustos 2018
Ey Allah’ın ğadabına ve kahrına uğramış, fesatlık ve münafıklığı meslek edinip şeytanın peşine takılmış, her türlü haksızlık ve ahlaksızlığı mubah sayıp en çirkin kötülüklere bulaşmış Siyonist Yahudiler!..
Ve ey, azıp sapıtmış, şirk ve şekavete dalmış, başka ülkeleri sindirip sömürerek barbar Batı medeniyetini kurmayı başarmış Haçlı Hristiyan emperyalistler!
Kabalist hahamlarınızın ve papazlarınızın, Allah adına, Hz. Musa’nın ve Hz. İsa’nın ağzından uydurup Tevrat ve İncil’e (Kitabı Mukaddes’e) soktukları, Siyonist ve emperyalist amaçlarına mazeret ve meşruiyet kazandırdıkları; akla, mantığa, vicdana, ahlaka ve insafa aykırı safsatalara inanıyor ve sahipleniyorsunuz da, her türlü tahribat ve tahrifata rağmen hala bozulmadan duran, İslam’a ve insanlık onuruna da uygun bulunan şu bölümler üzerinde niye düşünmüyor ve gerçeği görmüyorsunuz?
• Yahudileri üstün ve seçkin insan; başkalarını köle, aşağı ve hayvan gösteren,
• Dışkıyla beslenen ve hastalık üreten domuz etini serbest bırakan,
• Öz kızı, oğlu, anası ve bacısıyla ensest ve çirkef ilişkileri, överek anlatan,
• Köpek ve eşek gibi hayvanlarla cinsi münasebeti caiz bulan,
• Mazlum milletlere ve ülkelere sömürü amaçlı saldırı ve katliamları teşvik edip kışkırtan,
• Hz. İsa’yı, Hz. Meryem’i, Hz. Üzeyr’i ve Hz. İshak’ı Yüce Allah’a denk ve eş koşup, teslis safsatasıyla “Allah üçtür” deyip saptıran,
• Dünyanın konforlu hayatını, haram ve hileli kazancı, menfaatçiliği kutsallaştıran
Böylesi haksızlık, ahlaksızlık ve saçmalıkların, hâşâ, Allah kelamı ve Peygamber talimatı olamayacağını niçin ve nasıl anlamıyorsunuz?
Elinizdeki Kitabı Mukaddes’ten, aşağıda göstereceğimiz bölümlerle, tamamen zıt ve fasit eklemeler arasındaki çelişkiyi hala fark etmiyor musunuz?
İşte sizlere ve hakikati arayan kimselere yardımcı olmak ve kolaylık sağlamak için; İncil ve Tevrat’taki, aslını koruyan ve İlahi mesajları yansıtan bölümleri tespit edip, ilgili Kur’an ayetleriyle birlikte dikkatlerinize sunuyoruz.
• Allah Bir’dir
Sizin İlahınız tek bir İlah’tır; O’ndan başka İlah yoktur… (Bakara Suresi, 163)
… O Allah, birdir. (İhlas Suresi, 1)
İncil
…Tanrımız olan Rab tek Rab’dir. Tanrın olan Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle sev… ‘Tanrı tektir ve O’ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin. (Markos, 12: 29-32)
Tevrat
Ya RAB, bir benzerin yok, Sen’den başka Tanrı da yok!.. (1. Tarihler, 17: 20)
RAB, kendisi Allah’tır, O’ndan başkası yoktur bilesin diye sana bu gösterildi. (Tesniye, 4: 35)
Allah her şeyin Rabbi’dir
Tartışmasız, sizin İlahınız gerçekten birdir. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi’dir, doğuların da Rabbi’dir. (Saffat Suresi, 4-5)
İncil
… Ey Efendimiz! Yeri göğü, denizi ve onların içindekilerin tümünü yaratan Sensin. (Elçilerin İşleri, 4:24)
Yalnızca Allah’a kulluk etmek gerekir
De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim…” (Al-i İmran Suresi, 64)
İncil
… ‘Tanrın olan Rab’be tap, yalnız O’na kulluk et’ diye yazılmıştır. (Matta, 4: 10)
Tevrat
Ama siz yollarımdan sapar, kurallarımı, buyruklarımı bırakır, gidip başka ilahlara kulluk eder, taparsanız, size verdiğim ülkeden sizi söküp atacağım… (II. Tarihler, 7: 19-20)
• Allah yüceltilmelidir
… Şüphesiz ‘izzet ve gücün’ tümü Allah’ındır… (Yunus Suresi, 65)
Arş’ın sahibidir; Mecid (pek yüce)dir. (Buruc Suresi, 15)
Rabbinin yüce ismini tesbih et. (A’la Suresi, 1)
İncil
Onur ve yücelik sonsuzlara dek tüm çağların Kralı olan ölümsüz, görünmez tek Tanrı’nın olsun… (Pavlus’un Timoteos’a 1. Mektubu, 1: 17)
Tevrat
Ya RAB, büyüklük, güç, yücelik, zafer ve görkem Senin’dir. Gökte ve yerde olan her şey Senin’dir. Egemenlik Senin’dir, ya RAB! Sen her şeyden yücesin. Zenginlik ve onur Sen’den gelir. Her şeye egemensin. Güç ve yetki Senin elindedir. Birini yükseltmek ve güçlendirmek Senin elindedir. Şimdi, ey Tanrımız, Sana şükrederiz, görkemli adını överiz” (I. Tarihler, 29: 11-13)
Ey bütün halklar, RAB’bi övün, RAB’bin gücünü, yüceliğini övün. (I. Tarihler, 16: 28)
Allah’a şükretmelidir:
Hamd, göklerde ve yerde olanların tümü Kendisi’ne ait olan Allah’ındır; ahirette de hamd O’nundur… (Sebe Suresi, 1)
Tevrat
Kapılarına şükranla, avlularına hamd ile girin; O’na şükredin, ismini takdis edin. (Mezmurlar, 100: 4)
RABBE ismine hamdedin… (Mezmurlar, 113: 1)
… Ben Sana şükrederim ve hamdederim… (Daniel, 2: 23)
Sana şükrederiz, ey Allah; şükrederiz… (Mezmurlar, 75: 1)
• Allah’ın isimleri
O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O’dur. O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hâkimdir. (Haşr Suresi, 22-24)
Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Diriltir ve öldürür. O, her şeye güç yetirendir. O, Evvel’dir, Ahir’dir, Zahir’dir, Batın’dır. O, her şeyi bilendir. Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a istiva eden O’dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı görendir. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. (Sonunda bütün) işler Allah’a döndürülür. Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar. O, göğüslerin özünde (saklı) olanı bilendir. (Hadid Suresi, 2-6)
Tevrat
O Allah ki, gökleri ve yeri, denizi ve içlerindeki her şeyi yaratan… (Mezmurlar, 146: 6)
RAB büyüktür, ve çok hamde layıktır; Ve O’nun büyüklüğüne akıl ermez. (Mezmurlar, 145: 3)
RAB Rauf’tur ve Rahim’dir; Çok sabırlıdır ve inayeti büyüktür. RAB herkese iyidir…(Mezmurlar,145:8/9)
RAB bütün yollarında adildir, Ve bütün işlerinde inayetlidir. (Mezmurlar, 145: 17)
RAB Kendisi’ni sevenlerin hepsini korur; Ve bütün kötüleri helak eder. (Mezmurlar, 145: 20)
RAB Rahim’dir ve Rauf’tur. Çok sabırlıdır ve inayeti çoktur. (Mezmurlar, 103: 8)
… Allah’ın ismi ezelden ebede kadar mübarek olsun; çünkü hikmet ve ceberrut O’nundur. Ve vakitleri ve zamanları değiştiren O’dur; kurallar kaldırır, ve kurallar diker: hikmetlilere hikmet, ve anlayışlılara bilgi verir; derin ve gizli şeyleri O açar; karanlığın içinde ne vardır bilir, ve ışık O’nun yanında yer tutmuştur.” (Daniel, 2: 20-22)
Bilin ki, RAB, O Allah’tır; Bizi yaratan O’dur, biz O’nunuz; O’nun kavmiyiz … (Mezmurlar, 100: 3)
Allah va’adinden dönmeyendir:
… Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir?.. (Tevbe Suresi, 111)
Tevrat
… Bütün varlığınızla ve yüreğinizle biliyorsunuz ki, Tanrınız RAB’bin size verdiği sözlerden hiçbiri boş çıkmadı; hepsi gerçekleşti… (Yeşu, 23: 14)
• Allah her yerdedir:
… Dikkatli olun; gerçekten O, her şeyi sarıp-kuşatandır. (Fussilet Suresi, 54)
Doğu da Allah’ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah’ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir. (Bakara Suresi, 115)
Tevrat
Eğer göklere çıksam, Sen oradasın… Seherin kanatlarını alsam, denizin sonlarına konsam; orada da Senin elin bana yol gösterir… (Mezmurlar, 139: 8-10)
Allah gizlinin gizlisini bilir
Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O’nundur. Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. (Taha Suresi, 6-7)
Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)
Tevrat
Oturuşumu ve kalkışımı Sen bilirsin; düşüncemi uzaktan anlarsın, yolumu ve yattığım yeri ayırt edersin, Ve bütün yollarımı iyi bilirsin. Çünkü dilimde bir söz yokken, işte, ya RAB, Sen onu tamamen bilirsin. (Mezmurlar, 139: 2-4)
• Allah’ı bırakıp putlar edinenler kâfirdir:
(İbrahim) Dedi ki: “Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkâr edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur.” (Ankebut Suresi, 25)
Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, yücedir. (Kasas Suresi, 68)
Allah’tan başka taptıklarınız sizler gibi kullardır. Eğer doğru iseniz, hemen onları çağırın da size icabet etsinler. (Araf Suresi, 194)
İncil
Onlar Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır… (Pavlus’un Romalılara Mektubu, 1: 25)
Tevrat
Siz ise Beni bıraktınız, ve başka ilâhlara kulluk ettiniz… Gidin ve seçtiğiniz ilâhlara feryat edin; sıkıntı vaktinizde onlar sizi kurtarsınlar. (Hakimler, 10: 13-14)
İsrailliler RAB’bin gözünde kötü olanı yaptılar, Baallar’a taptılar. Kendilerini Mısır’dan çıkaran atalarının Tanrısı RAB’bi terk ettiler… Çünkü RAB’bi terk edip Baal’a ve Aştoretler’e taptılar. (Hakimler, 2: 11-13)
İnsanların değil Allah’ın hoşnutluğunu dilemelidir:
Sizi hoşnut kılmak için Allah’a yemin ederler; oysa mü’min iseler, hoşnut kılınmaya Allah ve Elçisi daha layıktır. (Tevbe Suresi, 62)
İncil
Tersine, Tanrı tarafından Müjde’yi emanet almaya layık görüldüğümüz için, biz insanları değil, yüreklerimizi sınayan Tanrı’yı hoşnut edecek şekilde konuşuyoruz. (Pavlus’un Selaniklilere 1. Mektubu, 2: 4)
• Allah’ın indirdiği Hak söze göre hareket edilmelidir:
Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azab apansız size gelip çatmadan evvel. (Zümer Suresi, 55)
Sana Rabbinden vahyedilene uy. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Ahzab Suresi:2)
İncil
Bunun için her türlü pisliği ve her tarafa yayılmış olan kötülüğü üstünüzden sıyırıp atarak, içinize ekilmiş ve canlarınızı kurtaracak güçte olan sözü alçak gönüllülükle kabul edin. (Yakub’un Mektubu, 1: 21)
Tevrat
Ve ümitlerini Allah’a bağlasınlar, Ve Allah’ın işlerini unutmasınlar, Ancak O’nun emirlerini tutsunlar. (Mezmurlar, 78: 7)
Allah’ın ahdini tutmadılar, Ve O’nun şeriatinde yürümek istemediler. (Mezmurlar, 78: 10)
Benim kanunlarımda yürür, ve hakkı yapmak için hükümlerimi tutar; salih olan odur… (Hezekiel, 18: 9)
Allah’a yönelmelidir:
Rabbinin ismini zikret ve her şeyden kendini çekerek yalnızca O’na yönel. (Müzzemmil Suresi:8)
Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler... (Ra’d Suresi, 22)
Tevrat
“RAB’be ve O’nun gücüne bakın, durmadan O’nun yüzünü arayın!” (I. Tarihler, 16: 11)
• İşitip-uygulamak kulluk görevidir:
Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir. (Zümer Suresi, 18)
Aralarında hükmetmesi için, Allah’a ve Elçisine çağırıldıkları zaman mü’min olanların sözü: “İşittik ve itaat ettik” demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır. (Nur Suresi, 51)
İncil
Çünkü Tanrı Katında aklanacak olanlar Yasa’yı işitenler değil, Yasa’yı yerine getirenlerdir. (Pavlus’un Romalılara Mektubu, 2: 13)
Tevrat
Ve ümitlerini Allah’a bağlasınlar. Ve Allah’ın işlerini unutmasınlar, Ancak O’nun emirlerini tutsunlar. (Mezmurlar, 78: 7)
Allah her şeyi bir kader ile yaratıp meydana getirmektedir:
Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık. Bizim emrimiz, bir göz kırpma gibi yalnızca ‘bir keredir.‘ (Kamer Suresi, 49-50)
Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak Hakk ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkâr ediyorlar. (Rum Suresi, 8)
Tevrat
Her şeyin zamanı, ve gökler altında her işin vakti var. (Vaiz, 3: 1)
Biliyorum ki, Allah’ın yaptığı her şey ebediyen olacaktır; ona bir şey katılamaz, ve ondan bir şey eksiltilemez… (Vaiz, 3: 14)
• Her şey bir kitapta yazılıp tespit edilmiştir:
Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi:61)
Tevrat
Gözlerin beni cenin iken gördü; Ve daha onlardan hiçbiri yokken, benim için tayin olunan günlerin hepsi Senin kitabında yazılmıştılar. (Mezmurlar, 139: 16)
Haksız yere insan öldürmek cinayettir:
… Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa ‘ağır bir ceza ile’ karşılaşır. (Furkan Suresi, 68)
İncil
… Adam öldürme, zina etme, hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, kimsenin hakkını yeme, annene babana saygı göster. (Markos, 10: 19)
Tevrat
Katletmeyeceksin! (Çıkış, 20: 13)
… Vakti gelsin diye kendi içinde kan döken şehir, ve kendisini murdar etmek için kendi aleyhine putlar yapan şehir! Sen döktüğün kanınla suçlu oldun… (Hezekiel, 22: 3)
… Memlekette hakikat, ve iyilik, ve Allah bilgisi yok. Lanet ve yalan, ve adam öldürme ve hırsızlık, ve zinadan başka bir şey yok; zorbalık ediyorlar, ve kan üzerine kan dökülüyor. Bundan ötürü memleket yas tutacak. (Hoşea, 4: 1-3)
• Zina çok çirkin bir edepsizliktir:
Zinaya yaklaşmayın gerçekten o çirkin bir hayâsızlık ve kötü bir yoldur. (İsra Suresi, 32)
Tevrat
Zina etmeyeceksin. (Çıkış, 20: 14)
İncil
İsa şöyle devam etti: “İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. Çünkü kötü düşünceler, cinsel ahlaksızlık, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir.” (Markos, 7: 20-23)
• Hırsızlık ve hile yasak edilmiştir:
Ey Peygamber! Mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira düzüp-uydurmamak (gayri meşru olan bir çocuğu kocalarına dayandırmamak), ma’ruf (iyi, güzel ve yararlı bir iş) konusunda isyan etmemek üzere, sana biat etmek amacıyla geldikleri zaman, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret iste. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Mümtehine Suresi, 12)
Tevrat
… Çalmayacaksınız; ve hile ile davranmayacaksınız… (Levililer, 19: 11)
Yalan şahitlik etmemelidir:
Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir. (Furkan Suresi, 72)
Ey iman edenler! Kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun... (Nisa Suresi, 135)
Tevrat
Yalan haber taşımayacaksın; haksız şahit olmak için kötüye el vermeyeceksin. Kötülük için çokluğun peşinde olmayacaksın; ve bir davada adaleti bozmak için çokluğun ardınca saparak söylemeyeceksin; ve fakiri davasında kayırmayacaksın. (Çıkış, 23: 1-3)
Kötüyü suçsuz çıkaran ve salihi kötüleyen… (Süleyman’ın Meselleri, 17: 15)
Onun için RAB’den korkun, dikkatle yargılayın. Çünkü Tanrımız RAB kimsenin haksızlık yapmasına, kimseyi kayırmasına, rüşvet almasına göz yummaz. (II. Tarihler, 19: 7)
• Kimsenin hakkını yememelidir:
Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Allah’ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır. (Rum Suresi, 38)
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da… (İsra Suresi, 26)
Tevrat
“Sağıra lanet etmeyeceksin, ve körün önüne tökez koymayacaksın; ve Allah’ından korkacaksın; Ben RAB’BİM. Hükümde haksızlık etmeyeceksiniz; fakirin hatırını saymayacaksın, ve kudretlinin hatırına itibar etmeyeceksin; ve komşuna adaletle hükmedeceksin” (Levililer, 19: 14-15)
Kimseye haksızlık etmez, ancak borçlunun rehinini geri verir, ve soygunculuk etmez, aç olana ekmeğini verir, ve çıplak olana esvap giydirir; faizle para vermez, ve murabaha kârı almaz, elini kötülükten alıkor, iki adam arasında hakikate göre adaleti yapar. (Hezekiel, 18: 7-8)
Anne-babaya saygı göstermelidir:
Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: “Öf” bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanadını ger ve de ki: “Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge.” (İsra Suresi, 23-24)
Tevrat
Babana ve anana hürmet et… (Çıkış, 20: 12)
Muhtaçların korunması emredilmiştir:
… “Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir.” (Bakara Suresi, 215)
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (Nisa Suresi, 75)
Tevrat
Garibe haksızlık etmeyeceksin, ve ona gadretmeyeceksin; çünkü siz Mısır diyarında gariptiniz, hiçbir dul kadını, ve öksüzü incitmeyeceksiniz. Eğer onları incitirsen, ve bir yolla Bana feryat ederlerse, onların feryadını mutlaka işiteceğim… (Çıkış, 22: 21-23)
Zaifin ve yetimin davasını görün; Düşküne ve yoksula adalet edin. Zaifi ve fakiri çekip kurtarın; onları kötüler elinden azat edin. (Mezmurlar, 82: 3-4))
Çünkü kendi kardeşinden sebepsiz rehin aldın, çıplakların bile esvabını soydun. Yorguna su içirmedin, Ve aç olandan ekmeği esirgedin. Ve kuvvetli adama gelince, toprak onun oldu; ve orada itibarlı adam oturdu. Dul kadınları eli boş gönderdin, ve öksüzlerin kolları kırıldı… (Eyüb, 22, 6-9)
• İnfak etmek, imanın gereğidir:
Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (Al-i İmran Suresi, 92)
(Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (Ama) Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (Bakara Suresi, 273)
…Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “İhtiyaçtan artakalanı.”... (Bakara Suresi, 219)
İncil
… İki mintanı olan, birini hiç mintanı olmayana versin; yiyeceği olan da bunu hiç yiyeceği olmayanla paylaşsın… (Luka, 3: 11)
İhtiyaç içinde olan kutsallara yardım edin. Konuksever olmaya bakın. (Pavlus’un Romalılara Mektubu:12: 13)
Aralarında yoksul olan yoktu. Çünkü toprak ya da ev sahibi olanlar bunları satar, sattıklarının bedelini getirip elçilerin buyruğuna verirlerdi. Bu da herkese ihtiyacına göre dağıtılırdı. (Elçilerin İşleri, 4: 34-35)
İnfakta gösterişe düşmemelidir:
Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler… (Nisa Suresi, 38)
Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın… (Bakara Suresi, 264)
Sadakaları açıkta verirseniz ne iyi; fakat gizleyip fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır… (Bakara Suresi, 271)
İncil
Dikkat edin! Yapmanız gereken doğru işleri gösteriş için insanların gözü önünde yapmayın… (Matta:6:1)
Bu nedenle, birisine sadaka vereceğiniz zaman bunu ilan etmek için önünüzde borazan çaldırmayın. İkiyüzlü kişiler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır! Siz sadaka verdiğiniz zaman, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın… (Matta, 6: 2-4)
• İyilikte bulunanların karşılığını Allah verecektir:
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah Katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir. (Bakara Suresi, 110)
İncil
Onlara, iyilik yapmalarını, iyilikten yana zengin olmalarını, cömert ve paylaşmaya istekli olmalarını buyur. Böylelikle gerçek yaşama kavuşmak üzere gelecek için kendilerine sağlam temel olacak bir hazine biriktirmiş olurlar. (Pavlus’un Timoteos’a 1. Mektubu, 6: 18-19)
Rızkı veren Allah-u Taala Hazretleridir:
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette(ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta’dan başkası değildir. (Ra’d Suresi,: 26)
İncil
Bu nedenle size şunu söylüyorum: `Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ya da `Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler… Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?.. Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz ?’ `Ne içeceğiz?’ ya da `Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler… Siz önce O’nun egemenliğinin ve O’ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir. (Matta:6: 25-27, 31-33)
Tevrat
Hepsinin gözleri Seni bekler; ve zamanında yiyeceklerini onlara Sen verirsin. Elini açarsın; ve her yaşayanı dileğine göre doyurursun. RAB bütün yollarında adildir, ve bütün işlerinde inayetlidir. (Mezmurlar, 145: 15-17)
• İbadetler ihlâsla yerine getirilmelidir:
İşte (şu) namaz kılanların vay haline! Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar, onlar gösteriş yapmaktadırlar. (Ma’un Suresi, 4-5-6)
İncil
Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz ise, dua edeceğiniz zaman odanıza girip kapıyı örtün… dua edin… (Matta 6: 5-6 )
İsa ders verirken şöyle dedi: “Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selamlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının. Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha da ağır olacaktır.” (Markos, 12: 38-40)
Tevrat
… Ağızlarında Sen yakınsın, fakat gönüllerinden uzaksın. (Yeremya, 12: 2)
• Sadece samimi dualar kabul edilir:
Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.” (Araf Suresi, 55)
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (Araf Suresi, 205)
O, Hayy (diri) olandır. O’ndan başka İlah yoktur; öyleyse dini yalnızca Kendisi’ne halis kılanlar olarak O’na dua edin. Âlemlerin Rabbine hamdolsun. (Mü’min Suresi, 65)
Ey iman edenler! Sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 153)
… “Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamız’sın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara Suresi, 286)
İncil
Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman Ruh’un yönetiminde dua edin… (Pavlos’un Efeslilere Mektubu:6:18)
Kendinizi duaya verin. Duada uyanık kalın ve şükredin. (Pavlos’un Koloselilere Mektubu 4:2)
Biz ise kendimizi duaya ve Tanrı sözünü yaymaya adayalım. (Elçilerin İşleri, 6: 4)
Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar, söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. Siz onlara benzemeyin!.. Bunun için siz şöyle dua edin: ‘… Adın kutsal kılınsın. Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun. Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla. Ayartılmamıza izin verme. Kötü olandan bizi kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek Senindir. (Matta, 6: 7-13 )
Tevrat
YA RAB, duamı işit; yalvarışlarıma kulak ver; sıdkın ile, adaletin ile bana cevap ver. (Mezmurlar:143: 1)
Ellerimi Sana açıyorum; Canım kurak yer gibi, Sana susamıştır. Bana tez cevap ver… Sabahleyin inayetini bana işittir; Çünkü ben Sana güveniyorum; Gideceğim yolu bana bildir; Çünkü canımı Sana yükseltiyorum. Düşmanlarımdan beni azat et, ya RAB; Sana sığınıyorum. Rızanı işlemeyi bana öğret; Çünkü Sen benim Allah’ımsın… Doğruluk diyarında bana yol göster… Adaletin ile canımı sıkıntıdan çıkar. Ve inayetin ile düşmanlarımı helak et… (Mezmurlar, 143: 6-12)
• Allah dua edenlerin duasına icabet edendir:
“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben onlara pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad olurlar.” (Bakara Suresi, 186)
Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi’ne dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz. (Neml Suresi, 62)
İncil
Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır. (Matta, 7: 7-8)
Bunun için size diyorum ki, duayla dilediğiniz her şeyi daha şimdiden almış olduğunuza inanın, dileğiniz yerine gelecektir. (Markos, 11: 24)
Tevrat
Sıkıntıda çağırdın ve seni kurtardım; gök gürlemesi örtüsünde sana cevap verdim… (Mezmurlar:81: 7)
• Allah korkusu çok önemlidir:
Ki onlar (o peygamberler) Allah’ın risaletini tebliğ edenler, O’ndan içleri titreyerek-korkanlar ve Allah’ın dışında hiç kimseden korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter. (Ahzab Suresi, 39)
Ve onlar Allah’ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar. Rablerinden içleri saygı ile titrer, kötü hesaptan korkarlar. (Rad Suresi, 21)
Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. (Secde Suresi, 16)
Tevrat
Adı Eyub idi; … kâmil ve doğru idi, Allah’tan korkar ve kötülükten çekinirdi. (Eyüp, 1: 1)
RAB korkusu temizdir; ebediyen durur; RABBIN hükümleri haktır: hepsi doğrudur. Altından. Çok saf altından da ziyade özlenir; baldan ve süzme gümeç balından tatlıdır. (Mezmurlar, 19: 9-10)
RAB’be korkuyla hizmet edin, titreyerek sevinin. (Mezmurlar, 2: 11)
Ne mutlu RAB’den korkana, O’nun yolunda yürüyene! (Mezmurlar, 128: 1-2)
Allah Kendisi’nden korkana anlayış verir
Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. (Enfal Suresi, 29)
Tevrat
Hikmetin başlangıcı RAB korkusudur; emirlerini yapan her adamın iyi anlayışı vardır; onun hamdı ebediyen durur. (Mezmurlar, 111: 10)
• Dünya hırsıyla mal yığıp biriktirmek yerilmiştir:
…. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar… Onlara acı bir azabı müjdele. Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve): “İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın”(denilecek). (Tevbe Suresi, 34-35)
Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır. Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanıyor. Hayır; andolsun o, ‘hutame’ye atılacaktır. “Hutame”nin ne olduğunu sana bildiren nedir? Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir. Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar. O, onların üzerine kilitlenecektir; (kendileri de) dikilip-yükseltilmiş sütunlarda (bağlanacaklardır). (Hümeze Suresi, 2-9)
Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette(ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta’dan başkası değildir. (Ra’d Suresi, 26)
Allah’ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. (Al-i İmran Suresi, 180)
İncil
(Ey zenginler) Altınlarınız, gümüşleriniz pas tutmuştur. Bunların pası size karşı tanıklık edecek, etinizi ateş gibi yiyecektir. Son günlerde servetinize servet kattınız. (Yakub’un Mektubu, 5: 3)
Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak. (Matta, 6: 19-21)
Şimdiki çağda zengin olanlara gururlanmamalarını, gelip geçici zenginliğe ümit bağlamamalarını buyur. Zevk almamız için bize her şeyi bol bol veren Tanrı’ya ümit bağlasınlar. (Pavlus’un Timoteos’a 1. Mektubu, 6: 17)
Tevrat
Gümüşü seven gümüşe, ve bolluğu seven mahsule doymaz; bu da boş. Mal çoğalınca onu yiyenler de çoğalır; ve gözler ile onları görmekten başka sahibi için ne faide var? (Vaiz, 5: 10-11)
RAB’BİN gazap gününde gümüşleri de altınları da onları kurtaramayacak…” (Tsefanya, 1: 18)
Doğruların kemali kendilerine yol gösterir; fakat hainlerin sapıklığı kendilerini helâk eder. Gazap gününde mal işe yaramaz; fakat salâh ölümden kurtarır. (Süleyman’ın Meselleri, 11: 3-4)
RAB şöyle diyor: Hikmetli adam hikmeti ile övünmesin, ve yiğit kendi gücü ile övünmesin, zengin adam zenginliği ile övünmesin; ancak övünen şununla, anlayışlı olmakla, ve dünyada inayet, adalet, ve salâh işleyen RAB’bi bilmekle övünsün; çünkü Ben bunlardan hoşlanırım, RAB diyor. (Yeremya, 9: 23-24)
• Aşırı mal sevgisi Allah’a şirktir:
Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah’ındır. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 29)
Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır. (Al-i İmran Suresi, 14)
İncil
Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz. (Matta, 6: 24)
Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir. Bazıları zengin olmak hevesiyle imandan saptılar ve kendi kendilerine çok acı çektirdiler. Ama sen, ey Tanrı adamı, bu şeylerden kaç. Doğruluğun, Tanrı yolunun, imanın, sevginin, sabrın ve uysallığın ardından koş. (Pavlus’un Timoteos’a 1. Mektubu: 6: 10-11)
• Alçak gönüllü olmak güzeldir ve gereklidir:
Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi’nin onları sevdiği, onların da Kendisi’ni sevdiği mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise ‘güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. (Maide Suresi, 54)
… İşte sizin İlahınız bir tek İlah’tır, artık yalnızca O’na teslim olun. Sen alçak gönüllü olanlara müjde ver. (Hac Suresi, 34)
İncil
Her zaman alçak gönüllü, yumuşak huylu ve sabırlı olun. Birbirinize sevgiyle, hoşgörüyle davranın. (Pavlus’un Efeslilere Mektubu, 4: 2)
Yine de bize daha çok lütfeder. Bu nedenle Yazı şöyle diyor: “Tanrı kibirlilere karşıdır, ama alçak gönüllülere lütfeder.” (Yakub’un Mektubu, 4: 6)
Tevrat
Dinleyin, ve kulak verin; kibirli olmayın; çünkü RAB söyledi. (Yeremya, 13: 15)
…RAB’BİN hükümlerini yapmış olan dünyanın bütün alçak gönüllüleri, RAB’Bİ arayın; salâhı arayın, alçak gönüllülüğü arayın… (Tsefanya, 2: 3)
• Dünyada kibirlenenler Allah katında küçük düşecektir:
(Allah:) “Öyleyse oradan in, orada büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin.” (A’raf Suresi, 13)
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin.” (İsra Suresi, 37)
“İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.” (Lokman Suresi, 18)
İncil
Aranızda en üstün olan, diğerlerinin hizmetkârı olsun. Kendini yücelten alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir. (Matta, 23: 11-12)
Tevrat
Övünen adamlara dedim: Övünmeyin; Ve kötülere: Boynunuzu kaldırmayın; Boynuzunuzu yukarı kaldırmayın; Dik başla söylemeyin. Çünkü ne Güneşin doğduğu yerden, ne battığı yerden, Ne de dağlar çölünden yükselme gelir. Ancak hâkim olan Allah’tır. Birini alçaltır ve birini yükseltir. (Mezmurlar, 75: 4-7)
Kavminin arasında çekiştiricilik edip gezmeyeceksin… (Levililer, 19: 16)
• Boş konuşmalardan yüz çevirmelidir:
‘Boş ve yararsız olan sözü’ işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: “Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz” derler. (Kasas Suresi, 55)
Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir. (Furkan Suresi, 72)
İncil
Bu buyruğun amacı, pak yürekten, temiz vicdandan ve içten imandan doğan sevgiyi uyandırmaktır. Bazı kişiler bunlardan sapmış ve boş konuşmalara dalmışlardır. (Pavlus’un Timoteos’a 1. Mektubu, 1: 5-6)
Akılsızca tartışmalar ve soy ağacı didişmelerinden, Kutsal Yasa ile ilgili çekişme ve kavgalardan sakın. Bunlar yararsız ve boş şeylerdir. (Pavlus’un Titus’a Mektubu, 3: 9)
Bayağı ve boş sözlerden sakın. Çünkü bunlara dalanlar Tanrısızlıkta daha da ileri gidecekler. (Pavlus’un Timoteos’a 2. Mektubu, 2: 16)
Tevrat
Hikmetli adamın ağzının sözleri lâtiftir; fakat akılsızın dudakları kendini yutar. Ağzının sözlerinin başlangıcı akılsızlıktır; ve sözünün sonu kötü deliliktir. Ve akılsız adam sözü çoğaltır; fakat ne olacağını kimse bilmez… (Vaiz, 10: 12-14)
• Boş tartışmalara girmemelidir:
Ayetlerimiz konusunda ‘alaylı tartışmalara dalanlar’, onlar bir başka söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir… (En’am Suresi, 68)
… İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır. (Kehf Suresi, 54)
Dediler ki: “Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?” Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar ‘tartışmacı ve düşman’ bir kavimdir. (Zuhruf Suresi, 58)
İncil
Saçma ve cahilce tartışmalara girmeyi reddet. Bunların kavga doğurduğunu bilirsin. (Pavlus’un Timoteos’a 2. Mektubu, 2: 23)
Akılsızca tartışmalar ve soy ağacı didişmelerinden, Kutsal Yasa ile ilgili çekişme ve kavgalardan sakın. Bunlar yararsız ve boş şeylerdir. (Pavlus’un Titus’a Mektubu, 3: 9)
Rab’bin kulu kavgacı olmamalı. Tersine, herkese karşı sevecen ve öğretmeye yetenekli olmalı, haksızlıklara sabırla dayanmalı. Kendisine karşı olanları yumuşak huyla yola getirmeli. Gerçeği anlamaları için Tanrı belki de onlara bir tövbe yolu açar. (Pavlus’un Timoteos’a 2.. Mektubu, 2: 24-25)
• İnsanları en güzel şekilde ve sabırla uyarmak, yumuşak davranmak etkilidir: